İZMİR OKUMA EVİ’nin bulunduğu bina, ailecek ‘yazıhane’ olarak dilimize, zihnimize ve hafızamıza yer etmiş, rahmetli dedem İbrahim Etem Postacıoğlu ve babam Ahmet Şükrü Postacıoğlu’nun avukatlık mesleğini ömür boyu icra etmiş oldukları mekândır. En son kuzenimiz Etem Postacıoğlu, avukatlık hayatına burada başlamıştır.
İzmir’in ilk Müslüman-Türk avukatlarından olan dedemiz İbrahim Etem Postacıoğlu, 1905-1957 yılına dek süren mesleğini 1930’dan itibaren bu binanın ilk katında gerçekleştirmiş, babam ise 1944-1983 yıllarında bu efsanevi yerde çalışmıştır. Kısacası, üst kat yarım asırdan fazla hukuk bürosu olarak hizmet vermiştir.
Burayı efsanevi kılan dış görünümü ya da çevrenin cazibesinden ziyade, mütevazi ötesi kendi halinde bir mekân olmasına rağmen hepimizin belleğinde bir pusula, rehber niteliğiyle duruşudur. Kuşaktan kuşağa ailemizin her genç üyesinin ufkunu ve yolunu açması, dünyaya açılması ve kavraması için gerekli eğitim ve bilimle donanımını sağlayacak emek burada verilmiştir. Ve baş emekçilerinin, dedem ve babamın, günlük hukuk çıkmazları, sorunları ve sorularıyla verdikleri mücadele, ki bunlar sofrada ailecek dinlenen düşünülen kavranmaya çalışılan sorulardı, hepimizin dinlemeyi öğrendiği, bizleri zamanla beslemiş olan öykülere dönüşmüştür.
Bu denli hatıra ve emek yüklü bu yazıhanenin çevresi, benzer avukatlık büroları ya da bankalarla çevrili değildi. Dedem ve babamın meslek yıllarında Halimağa Çarşısı, sıhhi tesisat ticarethanelerinin bulunduğu karmaşık bir sokaktı. Çevredeki ticarethaneler ve sakinleri de, bugün görünmeyen ve yazılı kayıttan yoksun ancak o derece de ‘öyküleşmiş’ yaşantılarıyla zengin tarih tanığı ve atlası niteliğindedir.
Uzun yıllar bu sokakta emek vermiş kimi esnafın ailelerinin aktardığı bilgileri ‘Kemeraltı 861 sokak geçmişi’ altında bulabilirsiniz.